3.nesil kahveciler ile birlikte hayatımıza farklı ‘kahve demleme teknikleri’ de girdi. Aslında farklı kalınlıklarda öğütülmüş kahve ile suyun uygun şekilde ve sürede buluşup, nitelikli kahvenin biz kahve severlere ulaşmasından bahsediyoruz. Peki nedir bu kahve demleme teknikleri? Vazgeçemediğimiz tatların dışına çıkıp da henüz alışık olmadığımız tatları deneme gücünü nasıl elde edebiliriz? Önce kahveleri tanıyarak. O zaman birlikte öğrenelim!
Kahve makinesi filtre kahve yapımında kullanılan klasik bir yöntemdir. Bu yöntemle birçok fincan kahveyi hızlı bir şekilde yapabilirsiniz. Suyun kalitesi kahvenin lezzetini etkileyen önemli bir faktördür. Su ne kadar yumuşak olursa kahve asitleri o kadar ortaya çıkar. Su ne kadar sert olursa kahve asitleri o denli nötrleşir. Kahve aromaları her bir kahve çekirdeğinin içinde saklıdır. Kahve çekirdekleri küçültüldüklerinde ve öğütüldüğünde ise bu aromalar açığa çıkar. Öğütme ayarı ise kahve tadını etkileyen bir unsurdur. Yanlış ayarda çekilen kahvenin tadı su gibi veya ekşimsi, sert ve acı olabilir. Filtre kahve makinesinde kahve yapmak için kahvenin orta incelikte çekilmiş olması gerekir. İncecik bir kıvamda olmalıdır. Bir püf nokta ise; kahve filtresini kullanmadan önce biraz nemlendirin. Ardından filtreye arzu ettiğiniz miktarda kahve koyun ve makineyi çalıştırın.
Yoğun aroma sevenlere önerimiz Colombia ve Kenya, orta yumuşak severlere Etiyopya Yirgacheffe ve aromatik tatlardan hoşlananlara ise Rwanda.
İlk olarak daha yaygın gördüğümüz french press’ten bahsetmek istiyorum. French Press’in içine iri öğüttüğümüz kahveyi koyuyoruz, kettle’da kaynattığımız suyun kapağını açıp birkaç dakika buharının çıkmasını bekledikten sonra kahveye ekleyip yaklaşık 4 dk kadar bekledikten sonra, filtreyi tutan butonu itip kahvenizi bardağınıza döküp keyifle yudumlamaya başlayabilirsiniz. Kahvenin sertliğini kahve-su miktarı ile ayarlayabilir, isteğe göre süt ilave edebilirsiniz.
-French Press için kahve önerimiz yoğun kahve severlere Colombia, daha hafif severlere Etiyopya Yirgacheffe.
Dr. Peter Schlumbohm tarafından 1940’lı yıllarda bulunmuş olan Chemex normale göre 3 kat daha ince bir filtre ile kullanıyor. Chemex’i ilk gördüğünüzde kendinizi bir kimyagerin laboratuvarında hissedebilirsiniz J Demleme potunun ağız kısmına filtrenizi ekleyin, kağıt tadı almamanız için önceden kağıdınızı kaynar su ile ıslatın. Daha sonra Chemex’in içinde kalan suyu boşaltıp, iri taneli çekilmiş kahvenizi koyun ve dairesel hareketler yaparak az miktarda suyu döktükten sonra yaklaşık 30 sn kadar bekleyin. Bu şekilde kahvenin gerçek aromasının çıkmasını sağlayabilirsiniz. Önceden kaynattığınız suyun devamını artık yavaş yavaş saat yönünün tersine doğru çevirerek dökebilirsiniz. Ne kadar kahve? Kaç ml su der dediğinizi duyar gibiyim… Her kullandığınız 180 ml su için 10 gr kahve kullanabilirsiniz!
-Chemex için kahve önerimiz; Rwanda.
İlk olarak japonya’da üretilen V60 veya başka bir adıyla Pour-Over için Chemex yöntemine çok benziyor diyebiliriz, tek farklı arada kullanacağımız aparat. Beher’in üstüne yerleştirdiğimiz aparatın içine filtre kağıdımızı ekliyoruz. Filtre kağıdımıza göre orta taneli çekilmiş kahvemizi koyduktan sonra yine tavsiye edeceğimiz 180 ml su için 10 gr kahvemizi koyuyoruz. Suyumuz durulma noktasındaki 93 derecede olduğundan emin olalım. Kahvenin üzerine biraz kaynar su koyup, kahvenin içine geçmesini bekleyelim. Biraz bekledikten sonra en güzel kısma geldik! Düzgün dairesel hareketler ile suyumuzu kahveye ekliyoruz. Artık muhteşem bir son için beklemeye hazırız! Ne çok yoğun, ne çok hafif! Sadece harika!
-V60 için kahve önerimiz; Rwanda ve Kenya.
İlk olarak İtalya’da üretilen Moka Pot, eski zamanlarda espresso yapımında kullanılıyordu. Her ne kadar artık makinalar ile espresso yapımı kolaylaştıysa da Moka Pot meraklıları her geçen gün artıyor. Moka Pot’umuz 3 bölümden oluşuyor. Üstten alta ; cezve kısmı, filtre kısmı ve su haznesi. Başlayalım kahvemizi yapmaya! İlk olarak filtre kısmını su haznesinin üstünden çıkarıp, işaretli yere kadar su dolduruyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken nokta suyumuz önceden kaynattığımız suyumuz olmalı. Neden mi? Bu püf noktamıza dikkat! Çünkü eğer Moka Potumuzu ocağa soğuk/ılık su ile koyarsak, kahve daha uzun süre ateş üstünde kalacağından kahvemiz yanabilir ve tadı da acılaşır. Daha sonrasında filtreyi yerine taktığımızda artık ince taneli çekilmiş kahvemizi hazneye koyuyoruz fakat onu sıkıştırmıyoruz, ezmiyoruz. Eğer sıkıştırırsak su haznesinden cezve kısmına çıkmak isteyecek olan su, kahvenin arasından geçemez bu yüzden aralarında boşluk olması lazım. Artık cezve kısmı ile filtre kısmı+su haznesini birleştirip ocağımıza Moka Pot’umuzu yerleştirebiliriz. Bir süre sonra fokur fokur gelen kaynama sesleri kesildiğinde, Moka Pot’u ocaktan alıp su haznesini suya sokalım ki içerideki su sıcak kalıp kahveyi hala demlemeye çalışmasın, kahvemiz acılaşmasın! Biraz soğuttuktan sonra cezve kısmındaki kahvemizi bardağımıza döküp artık kahvemizi yudumlayabiliriz!
-Moka Pot kahve önerilerimiz; Colombia ve Kenya.
Daha neler mi var? Daha bahsetmediğim birçok kahve demleme yöntemleri var! Biraz klasikleri konuşalım, biraz da birlikte öğrendiklerimizin üstüne koyalım! O zaman takipte kalın, yine birlikte olacağız 🙂
Sude Ülker